Diyabetik Nefropati

Diyabetik Nefropati Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Diyabetik nefropati (diyabetik böbrek hastalığı) şeker hastalığına bağlı bir böbrek hasarıdır. Diyabetik nefropati veya diyabetik böbrek hastalığı, tip 1 diyabet ve tip 2 diyabetin ciddi bir komplikasyonudur ve özellikle kardiyovasküler nedenlerden dolayı hayatı tehdit eden bir durumdur. Böbrek yetmezliği vakalarının yüzde 40’tan fazlası diyabetten kaynaklanmaktadır ve birçok kişinin diyabet komplikasyonlarının neden olduğu böbrek yetmezliği yaşadığı tahmin edilmektedir. Diyabet, aynı zamanda son aşama böbrek yetmezliğinin (ESRD) en yaygın nedenidir. ESRD, diyabetik nefropatinin beşinci ve son aşamasıdır, bu aşamaya gelindiğinde böbrek yetmezliği başlamıştır ve diyaliz veya böbrek nakli olmanız gerektirecektir. Diyabetik nefropati yavaş ilerler bu yüzden erken tedavi ile hastalığın ilerleyişini yavaşlatabilir veya durdurabilirsiniz. Ayrıca diyabetik (şeker hastası) olan her insanda diyabetik nefropati gelişeceği anlamına gelmez.

Tip 1 diyabetli hastalarda böbrek yetmezliğinin yaygınlığı muhtemelen yaklaşık olarak % 40’tır. Tip 2 diyabetli hastalarda ise böbrek yetmezliği prevalansı genellikle % 20-30’dur ancak bu rakam muhtemelen düşüktür. Böbrek yetmezliği, siyahiler, Meksikalı Amerikalılar, Polinezyalılar ve Pima Kızılderilileri gibi bazı etnik gruplarda özellikle daha yaygındır.

İdrarda artmış albumin seviyesi böbreklerin diyabetle hasar gördüğünün tipik olarak ilk işaretidir. Diyabetik böbrek hastalığı, böbrekler yoluyla ne kadar albüminin kaybedildiğine bağlı olarak iki ana kategoriye ayrılır:

Mikroalbuminüria: Bu durumda idrara sızan albumin miktarı günde 30 ila 300 mg arasındadır. Buna bazen başlangıç nefropatisi de denir.

Proteinüri: Proteinüride idrar içine sızan albumin miktarı günde 300 mg’dan daha fazladır. Bu duruma aynı zamanda akroalbüminüri veya açık (aşikar) nefropati de denir.

» Bilgicik: Diyabetik böbrek hastalığı çok yaygın bir durumdur. Tip 2 diyabetli her 4 kadından 1’i ve her 5 erkeğin 1’inde diyabetik nefropati gelişir. Tip 1 diyabette ise daha da yaygındır. Diyabetik böbrek hastalığı ayrıca gelişmiş ülkelerde son dönem böbrek yetmezliğinin en yaygın nedenidir.

Risk Faktörleri

  • Tip 1 veya 2 şeker hastası olmak
  • Kontrolü zor olan yüksek kan şekeri (hiperglisemi)
  • Kontrolü zor olan yüksek tansiyon (hipertansiyon)
  • Yüksek kan kolesterolü seviyesi
  • Ailesel diyabet ve böbrek hastalığı öyküsü
  • 20 yaşından önce tip 1 diyabet geliştirme
  • Kilolu veya obez olmak
  • Sigara içmek

Şeker hastalığına ilişkin başka sorunlarınız varsa eğer riskiniz daha yüksektir. Bunlara diyabetik retinopati veya diyabetik nöropati de dahildir.

Diyabetik Nefropati Nedenleri Nelerdir?

Böbreklerinizin her birinde yaklaşık bir milyon nefron vardır. Nefronlar, kanınızdaki atıkları filtreleyen küçük yapılardır. Diyabet nefronlarda koyulaşma ve skar oluşmasına neden olur. Bu da albümin adı verilen bir proteini idrara sızdırmalarına neden olur. Albumin, diyabetik nefropatinin ilerlemesini teşhis etmek ve belirlemek için ölçülebilir.

Bunun diyabetli kişilerde neden meydane geldiği kesin olarak bilinmiyor ancak yüksek kan şekeri seviyeleri ve yüksek tansiyonun diyabetik nefropatide katkıda bulunduğu düşünülüyor.

Böbrek Hastalığı Aşamaları

Erken tedavi böbrek hastalığının ilerlemesini yavaşlatmaya yardımcı olabilir. Beş aşamalı olan diyabetik böbrek hastalığının 1. evresi en hafif aşamadır ve böbrek fonksiyonları tedavi ile tekrar işlevsel hale getirilebilir. Evre 5 böbrek yetmezliğinin en ciddi formudur. 5. evrede böbrek artık işlevselliğini yitirmeye başlamıştır ve bu evereye geldiğinize diyaliz ya da böbrek nakli olmanız gerekecektir.

Glomerüler filtrasyon hızınız (GFR) doktorunuzun böbrek hastalığınızın evresini belirlemesine yardımcı olmak için kullanılabilir. Hangi evrede olduğunuzu bilmek önemlidir çünkü doktorunuz tedavi planınızı buna göre yapacaktır. GFR’nizi hesaplamak için doktorunuz yaş, cinsiyet ve vücut ile birlikte bir kreatinin kan testinin sonuçlarını kullanacaktır.

  • 1. Aşama (GFR 90+): İlk aşama en hafif aşamadır. Böbreklerde biraz hasar oluşmuştur ama yine de normal bir düzeyde işlemeye devam etmektedir.
  • 2. Aşama (GFR 89-60): Böbrekler hasar görmüştür ve bazı işlevsellik kaybı yaşanmıştır.
  • 3. Aşama (GFR 59-30): Böbrek işlevselliğinin yarısını kaybettmiştir. Ayrıca kemiklerinizle ilgili sorunlar da görülebilir.
  • 4. Aşama (GFR 29-15): Ciddi böbrek hasarları görülür.
  • 5. Aşama (GFR <15): Böbrek yetmezliği oluşacaktır bu yüzden diyaliz veya böbrek nakline ihtiyacınız olacaktır.

» Bilgicik: Amerika Birleşik Devletleri’nde diyabet teşhisi konan 22 milyon insandan yaklaşık %40’ında böbrek hastalığı olduğu tahmin edilmektedir. Bunların yaklaşık 1.4 milyonu böbrek hasarına yakalanma riski altındadır, yaklaşık 6 milyon kişide tahrip sonucu küçük miktarlarda idrara albumin sızmaları görülmekte ve yaklaşık 2 milyon kişinin böbreklerinde ciddi hasarlar oluşmuştur.

Diyabetik Nefropati Belirtileri Nelerdir?

Böbrek hasarının erken safhaları genellikle belirgin semptomlara neden olmaz. Kronik böbrek hastalığının geç evrelerine gelene kadar herhangi bir belirti yaşamayabilirsiniz. Daha ciddi ve uzun süreli (kronik) böbrek hastalığı olan insanlarda şu gibi belirtiler olabilir:

  • Genel olarak sağlık durumunda kötüleşme
  • Kollarda ve bacaklarda şişme, uyuşma ve karıncalanma
  • Özellikle ayaklarda üşüme
  • Yorgunluk
  • İştah kaybı
  • Baş ağrısı
  • Kaşıntılı ve kuru cilt
  • Bulantı veya kusma

Böbrek fonksiyonu azaldığında başka sorunlar da ortaya çıkabilir. Kalsiyum, fosfat ve kan dolaşımındaki diğer kimyasalların dengesizliği oluşabilir. Kalsiyum ve fosfat dengesizliğine bağlı olarak kemiklerde incelme ve kırıklar olabilir. Ayrıca son aşamadaki böbrek yetmezliği tedavi edilmediği sürece ölümcüldür.

Diyabetik Böbrek Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

Şeker hastalığınız varsa doktorunuz büyük olasılıkla böbrek hasarının erken belirtilerini kontrol etmek için yıllık kan ve idrar testleri yapacaktır. Bunun nedeni diyabetin böbrek hasarı için bir risk faktörü olmasıdır. İstenen testler şunları içerir:

Mikroalbüminürisi İdrarı Testi: Mikroalbüminür idrar testi, idrarda albumin seviyesini ölçmek için kullanılır. Normal idrar albümin içermez bu nedenle idrarda albüminin varlığı böbrek hasarının bir işaretidir.

BUN Kan Testi: BUN kan testi, kanda üre azotu olup olmadığını kontrol eder. Üre azotu protein bozulduğunda oluşur ve kanınızdaki üre azot seviyesinin normalin üstünde olması böbrek yetmezliğinin işareti olabilir.

Serum Kreatinin Kan Testi: Serum kreatinin kan testi kandaki kreatinin seviyelerini ölçer. Böbrekleriniz salınan kreatinin mesaneye göndererek vücudunuzdan atılmasını sağlar. Ancak böbrekleriniz hasar görürse kanınızdan kreatinini düzgün şekilde çıkartamazlar. Kanınızdaki yüksek kreatinin seviyeleri böbreklerinizin düzgün çalışmadığı anlamına gelebilir. Doktorunuz böbreklerinizin ne kadar iyi çalıştığını belirlemenize yardımcı olan glomerüler filtrasyon hızınızı (eGFR) tahmin etmek için kreatinin düzeyinizi kullanacaktır.

Böbrek Biyopsisi: Doktorunuz diyabetik nefropatiniz olduğundan şüphelenirse böbrek biyopsisi isteyebilir. Böbrek biyopsisi, böbreklerinizden birinin veya her ikisinin küçük bir örneğinin alındığı bir cerrahi prosedürdür. Alınan bu örnekler mikroskopta izlenir ve bir sonuca varmaya çalışılır.

» Bilgicik: Türk nefroloji derneği böbrek kayıt sistemi 2011 verilerine göre Türkiye’de kronik böbrek hastalığı sıklığı %15.7 ve kronik böbrek hastalığı olgularında diyabet sıklığı da %32 dir.

Diyabetik Nefropati Nasıl Tedavi Edilir?

Diyabetik nefropati için herhangi bir tedavi mevcut değildir ancak tedaviler hastalığın ilerlemesini geciktirebilir veya durdurabilir. Tedavinin amacı ilaçlarla, yaşam tarzı değişiklikleri ile, kan şekeri düzeylerini kontrol altında tutmak ve kan basıncı düzeylerini hedef aralıklarına getirmektir. Doktorunuz ayrıca özel diyet değişiklikleri önerecektir. Böbrek hastalığınız son aşamaya ilerliyorsa, daha invaziv tedaviler gerektirecektir.

İlaçlar: Düzenli olarak kan şekeri düzeylerini izlemek, uygun insülin dozajlarını kullanarak ve doktorunuzun talimatlarına uyan ilaçları kullanarak kan şekeri seviyeniz kontrol altında tutabilir. Doktorunuz, kan basıncınızı düşürmemek için ACE inhibitörleri, anjiyotensin reseptör blokerleri (ARB’ler) veya diğer kan basıncı ilaçlarını reçete edebilir.

Diyet ve Diğer Yaşam Biçimi Değişiklikleri: Doktorunuz veya diyetisyen kolaylıkla özel bir diyet planlamanıza yardımcı olacaktır. Bu diyetler diyabetli kişiler için standart bir diyetten daha kısıtlayıcıdır.

5. Aşama Böbrek Yetmezliği Tedavisi

Genellikle son aşamaya gelen hastaların diyaliz veya böbrek nakline ihtiyacı olacaktır. Diyaliz, atıkların kanınızdan arındırılmasına yardımcı olan bir prosedürdür. İki temel diyaliz türü vardır: hemodiyaliz ve peritoneal diyaliz. Doktorunuz hangisinin sizin için en iyi olduğuna karar vermenize yardımcı olacaktır. Tedavide diğer seçenek te böbrek naklidir. Diyaliz ve böbrek naklinin başarısı kişiye göre değişir.

Olası Komplikasyonlar Nelerdir?

Son Aşama Böbrek Yetmezliği
Proteinüri hastalarında son aşama böbrek yetmezliği 10 yıldan sonra yaklaşık 100 kişinin 8’inde gelişir. Bu durumda böbrek diyalizi veya böbrek nakline ihtiyacınız olur.

Kardiyovasküler Hastalıklar
Diyabetli herkes kalp hastalığı, inme ve periferik arter hastalığı gibi kardiyovasküler hastalıklar geliştirme riskinde artışa sahiptir. Diyabet ve diyabetik böbrek hastalığınız varsa eğer kardiyovasküler hastalıklar geliştirme riski daha da artar. Böbrek hastalığı daha da kötüleşirse bu riskler artar ve ölümle sonuçlanabilir.

Yüksek Tansiyon
Böbrek hastalığı kan basıncını artırma eğilimindedir. Buna ek olarak artmış kan basıncının böbrek hastalığını daha da kötüleştiren bir eğilimi vardır. Yüksek tansiyonun tedavisi diyabetik böbrek hastalığının ana tedavilerinden biridir.

Sağlıklı Böbrekler İçin Öneriler

Eğer size diyabet tanısı konulduysa böbreklerinizi sağlıklı tutmak ve diyabetik nefropati riskinizi azaltmak için atmanız gereken adımlar vardır. Bunlar:

  • Kan şekeri seviyenizi hedef aralığında tutun.
  • Tansiyonunuzu yönetin ve yüksek tansiyon tedavisine başlayın.
  • Sigara içiyorsanız mutlaka sigarayı bırakın.
  • Fazla kilolu veya obezseniz mutlaka kilo verin.
  • Düşük sodyumda sağlıklı bir diyet yapın. Taze veya dondurulmuş ürünler, yağsız etler, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar yemeye odaklanın. Tuz ve boş kaloriler ile yüklenebilen işlenmiş gıdaların alımını sınırlayın.
  • Rutin olarak egzersizler yapın ve bunu hayatınızın bir parçası haline getirin. Yavaş başlayın ve sizin için en iyi egzersiz programını belirlemek için doktora veya diyetisyene başvurun. Egzersiz sağlıklı bir kilo vermenize ve tansiyonunuzu azaltmanıza yardımcı olabilir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir