ksantelazma palpebrarum

Ksantelazma (Göz Kapağında Yağ Bezeleri) Nedenleri, Tedavisi

Ksantelazma (xanthelasma palpebrarum), göz kapaklarında yağ birikmesiyle oluşan deri lezyonlarıdır. Ksantelazma göz kapağı bezeleri ksantomaların en yaygın formudur ve göz kapağında veya periorbital deride bir veya daha fazla sarımsı plaklar ile karakterizedir. Ksantoma olarak adlandırlılan bu birikmiş yağ bezeleri vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir ancak en sık dirsek, eklem, tendon, diz, el, ayak ve kalçada görülür. Bu yağ birikintilerinin göz kapağında görülmesine ise ksantelazma palpebrarum kısa tanımıyla ksantelazma denir. Ksantelazma olan insanların yaklaşık %50’sinde yüksek kan lipitleri (yağ) seviyeleri tespit edilmiştir. Genel olarak Asya kökenlilerde ve Akdeniz bölgesinde yaşayan insanlarda daha sık görülür. Genel popülasyonda ksantelasma sıklığı %0.3 ve %1.5 arasında bildirilmiştir.

Ksantelazma göz kapaklarının üzerinde veya alt tarafında simetrik olarak ve çeşitli biçimlerde görünür. Sarımsı, kahverengi veya beyaz renkteki bu kabarıklar yağ ve kolesterolden oluşmaktadır. Ayrıca yarı katı ve kireçli kitleler halinde mevcut olabilir. Oluşan bu yağ ve kolesterol birikintileri zamanla çoğalabilen diğer leklerle birleşerek büyüyebilir ve estetik olarak kötü bir görüntüye sebep olabilir. Nadiren olsa da ksantelazmalar büyüyerek ve çoğalarak göz kapaklarında gevşemeye ve sarkmaya sebep olabilir buda görme alanını engelleyebilir.

Bilgicik: Ksantelazma (xanthelasma) kelimesi Yunanca dilinden türetilmiştir. Xanthos (sarı) ve elasma (dövülmüş metal plaka) anlamına gelmektedir.

Ksantelazma Oluşumunun Nedenleri Nelerdir?

Nedeni tam olarak bilinmeyen xanthelasma palpebrarum oluşumu bireyin kolesterol düzeyleri ile ilişkili olduğuna inanılıyor ancak yüksek lipidler seviyeleri ve xanthelasmaların oluşumu arasında doğrudan bir ilişki henüz kanıtlanamamıştır. Göz kapaklarında bu lekelerin olduğu birçok kişinin normal kolesterol kan seviyelerine sahip olduğu saptanmıştır.

Ayrıca uzun bir süre xanthelasma palpebraru oluşumunun kardiyo-vasküler hastalık (stokes ve kalp krizi) riskinin yüksek olduğuna işaret ediyor olabileceği söylenmiştir. Ancak bu güne kadar hiçbir bilimsel çalışma xanthalasma oluşumu ile kalp-damar hastalıkları arasında herhangi bir bağlantıyı doğrulayamamıştır. Bununla birlikte çoğu araştırmacı hâlâ xanthelasmadan etkilenenlerin kalp krizi, inme (felç) ve genç ölmeye daha yatkın olduğunu söylüyor.

Ksantelazma Tehlikeli Midir?

Xanthelasma yamalarının kendileri zararlı olmasa da kalp hastalığı ve yüksek kolesterol düzeyleri gibi daha ciddi problemlerin göstergesi olabileceği söylenmektedir. Bu problem ayrıca kalp hastalığı riski ile ilişkili de olabileceği tahmin edilemektedir bu yüzden başka sorunları ekarte etmek için bir doktora görünmenizi tavsiye ediyoruz.

Xanthelasma Palpebrarum Belirtileri Nelerdir?

Xanthelasma vakalarının büyük çoğunluğunda her iki göz kapağında sarı, kahverengi kabarıklar olarak görünür. Bir veya daha çok oluşabilir ve dağınık haldeyken büyüyerek birleşebilir. Sadece bir göz kapağının etkilendiği xanthelasma olgusu bildirilmemiştir. Ağırlıklı olarak 35 yaş ve üstündeki insanları etkilemektedir. Ancak çocukların da bu sorundan muzdarip olduğu bildirilmiştir.

Ksantelazma cilt lezyonları olmasına rağmen neyse ki genellikle yüzeyseldir ve dermis içerisinde çok derinde büyümez. Xanthelasmalar siğiller ile aynı şekilde dermis ve epidermis yüzeysel kısmı arasında bulunur. Bu nedenle hiçbir yara çıkmadan başarılı bir tedavi ve kaldırma mümkündür.

Ksantelazma Tanısı

Bu durum cilt bozukluklarının tedavisinde uzmanlaşmış dermatologlar tarafından teşhis edilir. Tanı başlangıçta deride bir fizik muayene (gözlem) ile başlar. Doktorlar da sık etkilenen bireylerin kan lipitlerin yüksek düzeyde olup olmadığını öğrnemek için kan lipid testlerini yapar. Altta yatan kanserli bir durumdan şüpheleniliyorsa bir biyopsi yapılabilir.

Hastalarda yapılan bu kan testleri karaciğer fonksiyonu ve lipid düzeylerindeki değişiklikler ve ayrıca diyabet gibi altta yatan bozuklukları tespit etmeye de yardımcı olabilir.

Xanthelasma Palpebrarum Tedavisi

Bu lekelerin kaldırılmasında kriyoterapi, cerrahi olarak alınması, triklorasetik asit (TCA) tedavisi, argon lazer tedavisi, kimyasal peeling ve elektro-cerrahi gibi bir çok tedavi seçeneği mevcuttur. Ancak bu işlemler sonucunda iz kalma riski ve göz kapağında fonksiyon bozuklukları ve pigment değişiklikleri görülebildiği için genellikle lazer tedavileri tercih edilmektedir. Kaldırma işleminden sonra yara izi ve pigment değişiklikleri nadiren görülür.

Bu problemin ortaya çıkmasında etkili olan nedenlere yönelik tedaviler de uygulanmadığında lekelerin tekrar çıkma olasılığı yüksektir. Cerrahi olarak alınsa bile xanthalasma her 10 hastanın 4’ünde tekrarlayabilir.

Xanthelasma Palpebrarum İçin Alternatif Tedavi

Bu tür tedavi genellikle ilk kabul edilen ve çok yüksek kolesterol düzeyleri olan hastalarda tavsiye edilir. Yaşam tarzınızda yapacağınız değişiklikler ile lekelerin oluşumu ve tekrar etmesinin önüne geçebilirsiniz.

Düzenli egzersiz: Düzenli olarak egzersiz yapan hastalar aşırı vücut ağırlığından ve vücutta bulunan fazla yağlardan kurtulabilir. Düzenli egzersiz ayrıca trigliserid ve kolesterol düzeylerinizi kontrol altında tutmanıza yardımcı olur. Buda haliyle yağ birikimi nedeniyle ortaya çıkan cilt sorunları için bir önlem olur.

Diyet değişikliği: Yağ, tuz ve baharatlı gıdalardan uzak durmak veya azaltmak tedavi için son derece yararlı olabilir. Günlük olarak daha fazla sebze ve meyve tüketimi de vücut sisteminin temizlenmesine ve cilt görünümünde iyileşmelere yardımcı olabilir.

İlaçlar: Bazı durumlarda hastalara kolesterol düzeylerini normal seviyelerde tutmak için ilaç reçete edilir. İlaçlardan en iyi sonuçları almak için yaşam tarzınızda değişikler yapmanız gerekir.

Sarımsak tedavisi: Bazı bölgelerde sarımsak tedavisi bu lezyonların çıkarılması için oldukça popüler bir işlemdir. Taze bir sarımsak ikiye ayrılarak etkilenen alan üzerine bastırılır ve sarımsaktan gelen suyun iyice emilmesi sağlanır. Bu tekniğin kullanılması yağ birikintilerinin küçülmesine yardımcı olabilir. Etkili sonuçlar elde etmek için 3 ila 4 gün boyunca tekrar edilmelidir. Bu işlemin hafif bir yanma hissi ve kızarıklık dışında herhangi bir yan etkisi bulunumuyor.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir