Saçkıran (alopesi areata)

Saçkıran – Kılkıran Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi

Saçkıran – Kılkıran (alopesi areata) kafa derisi, yüz ve bazen de vücudun diğer bölgelerine saç (kıl) dökülmesine neden olan bir otoimmün hastalıktır. Saçkıran veya kılkıran hastalığı 20 yaşın altındaki kişilerde sık görülür ancak çocuklar ve her yaştan yetişkinler de etkilenebilir. Kadınlar ve erkekler eşit etkilenir ve ve tüm etnik gruplarda kılkıran gelişebilir. Hastalık saç, sakal, kaşlar, kirpikler veya vücudun diğer bölgelerinde herhangi bir belirti olmaksızın yamalı bir şekilde, geniş alanlar veya tümünün dökülmesiyle kendini gösterir.

Saçkıran etki alanına göre sınıflandırılır. Bunlar:

  • Alopesi Areata (Yamalı olarak saç (kıl) dökülmesi).
  • Alopesi Totalis (Sadece kafa derisi üzerindeki saç dökülmesi).
  • Alopesi Universalis (Vücuttaki tüm kılların dökülmesi).

Saçkıran bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Bağışıklık sistemi vücudu dışarıdan gelen tehditlere karşı korumak için tasarlanmıştır. Ancak bazı kişilerin bağışıklık sistemi dışarıdan gelen tehditlerin, hastalıkların dışında vücudun kendisine karşı da saldırıya geçer. Bağışıklık sisteminin bu kendi kalesine karşı yaptığı saldırılardan kaynaklanan hastalıklara otoimmün hastalıklar denir ve saçkıran da bunlardan biridir.

Hastalık her ne kadar halk arasında saçkıran olarak adlandırsak da saç dökülmesi dışında sakal, kaş, kirpik dökülmesi de görülebilir. Saçkıran hemen herkesin başına gelebilir ama aile bireylerinde saçkıran vakası bulunanların saçkıran olma ihtimali bir parça daha yüksektir. Saçkıran kalıtsal olabilir ama bulaşıcı bir hastalık değildir.

Alopesi areatanın, otoimmün glandüler sendrom, tiroid hastalıkları, vitiligo, pernisiyöz anemi, sistemik lupus eritematozus, romatoid artrit, ülseratif kolitis, liken plan, miyastenia gravis ve poliendokrinopati sendromu gibi otoimmün hastalıklarla birlikteliği gösterilmiştir. Tiroid hastalıkları ile alopesi areata birlikteliği sık görülür. Hastalığın sık yinelemesi ve nasıl seyredeceğinin bilinmemesi nedeniyle hastaların yaşam kalitelerini etkilemesi olasıdır.

Saçkıran (Alopesi Areata) Nedenleri Nelerdir?

Hastalığın nedenleri olarak genetik, psikolojik stresler, hücresel ve humoral bağışıklık, endokrin, bulaşıcı ve sinirsel etkenlerin rolü olduğu öne sürülmekle birlikte, altta yatan neden tam olarak bilinmemektedir.

Özellikle Stres altında, otoimmun hastalıklarda veya androjen, testesteron benzeri hormonların baskılaması sonucunda agresifleşen bağışıklık sistemi kendi hücrelerini yabancı olarak görüp bu hücrelerle savaşmaya başlar. Bu durumda kıl kökleri etrafında bulunan lenfosit denen hücreler sitokin diye adlandırılan kimyasallar salgılarlar ve bu da saçlarda dökülmeye neden olur.

Genel olarak ilişkili koşullar şunları içerebilir:

  • Aile öyküsü (kalıtım)
  • Hormonal değişiklikler
  • Atopik dermatit
  • Vitiligo
  • Tiroid hastalığı
  • Kollajen damar hastalıkları
  • Down sendromu
  • Deri enfeksiyonları
  • Aşırı saç şekillendirme
  • Kullanılan bazı ilaçlar (kanser, artrit, depresyon, kalp sorunları, yüksek tansiyon ve doğum kontrol hapları)
  • Psikiyatrik bozukluklar (anksiyete, kişilik bozuklukları, depresyon ve paranoya bozukluklar)
  • Dökülme başlamadan önce 6 ay içinde yaşanmış stresli yaşam olayları

Bilgicik: Tüm dünyada sıklıkla görülen bir hastalıktır. Normal nüfusta %0.1 oranında gözlenirken, dermatoloji polikliniğine başvuran hastaların yaklaşık %1-2’sinde görülür. Kadın ve erkekte eşit oranda görülebilir. Irk, cins ve yaş ayırımı yapmadan herkeste görülebilir. Ancak hastalar çoğunlukla genç erişkinlerdir. Hastaların %60’ı ilk atağı 20 yaş altında geçirirler.

Saçkıran (Alopesi Areata) Belirtileri Nelerdir?

  • Ani saç dökülmesi
  • Şiddetli saç dökülmesi, kellik
  • Pürüzsüz, yuvarlak, pullu kel yamalar
  • İnce telli saçlar
  • Saç büyümesinde durma
  • Kaşıntılı kafa derisi
  • Kuru, zayıf vemat saçlar

Hastalıkta saçlar dökülür, çünkü etkilenen bireylerin kıl folikülleri, bağışıklık sistemi tarafından hastanın kendisinin olarak tanınmaz ve yabancı olarak algılanarak reddedilir (özbağışıklık). Bunun neden olduğu, neden yalnızca belli bölgelerin etkilendiği ve kılların yeniden neden büyüdüğü bilinmemektedir.

Alopesi areatalı bir hastada tiroid hastalığı, şeker hastalığı, vitiligo (deride beyaz yamalar), ve Addison hastalığı gibi öbür özbağışıklık hastalıklarının gelişimi sağlıklı birine göre daha yüksek orandadır.

Vitamin eksikliği ile ya da beslenme alışkanlıklarıyla ilgili değildir. Gerilim, stres, özellikle matem, ayrılma ve kazalar gibi olaylar bazen hastalık için tetikleyici olabilir.

Saçkıran Bulaşıcı Mıdır?

Saçkıran hastalığı bulaşıcı değildir. Ancak bu hastalık özünde bir mantar hastalığı olduğu için özellikle hastalıklı alana direkt temas neticesinde hem insanlardan hem de hayvanlardan bulaşabilir. Saçkıran nasıl bulaşır sorusunu cevaplayacak olursak, mantar enfeksiyonunu barındıran bir hastadan diğer vücuda kolayca aktarılmaktadır ya da az önce bahsettiğimiz gibi kullandığı ürünleri kullanırsak kolayca bulaşabilmektedir. Taşıyıcıya ise makas, tırnak makası, bıçak gibi temizlik konusunda sıkıntılı ürünlerden bulaştığı bilinir.

Saçkırandan Dökülen Saçlar Yeniden Çıkar Mı?

Kaybedilen saçlar yeniden çıkabilir fakat bu sonuç, saçkıran hastalığının bir daha tekrarlamayacağı anlamına gelmez.

Kişiye göre değişen saç kıran vakalarında saçların tamamı dökülmüş olsa bile hepsinin yeniden yerine geldiği de görülmüştür. Bazı saçkıran vakalarında ise dökülen saçlar ne yazık ki yeniden çıkmaz.

Saçkıran (Alopesi Areata) Tedavisi

Saçın daha hızlı ve yeniden büyümesine yardımcı olmak için doktorlar tarafından önerilebilir bazı tedavi formları olmasına rağmen ne yazık ki şu anda alopesi areata hastalığının herhangi bir tedavisi yoktur. Uygulanan bazı tedavi aşamaları saçların yeniden çıkmasına yöneliktir. Alopesi areata’da tedavinin planlanmasında her hasta için uygun tedavinin saptanması, öncelikli olarak söz konusu bu hastalığa ait özgeçmişinin, hastalığın tedavili veya tedavisiz olarak nasıl bir seyir göstermekte olduğunun ve özellikle tiroid hastalığı, atopik yapı ve doğumsal anomaliler (Down Sendromu) gibi olumsuz prognostik parametrelerin eşlik edip etmediğinin dikkate alınmasıyla mümkündür. İkinci aşamada en uygun semptomatik uygulamanın seçilmesi söz konusudur ki burada klinik kaybın niteliği (alopecia areata reticularis, diffusa, ve niceliğinin saçlı derinin %50’sinden az veya fazla kayıp olması) saptanmasıyla hastalığın evresinin histopatolojik olarak değerlendirilmesi yer alır. Hastalığın hafif derecede seyrettiği erken dönemdeki hastalarda tedaviye gerek yoktur, onların saçları herhangi bir şey yapmadan tekrar geri gelir.

Hastalığın seyrini değiştiremese de bazı tedaviler saç büyümesini artırabilir. Hastalığın kendisi fiziksel sağlığı kötü yönde etkilemezken ciddi riskler taşıyan tedavilerden kaçınılmalıdır.

Uygulanan tedavi yöntemleri şunlardır:

Steroid kremler ve saçlı deri uygulamaları: Kel alanlara, genellikle günde iki kez, sınırlı bir süre için sürülerek uygulanır.

Lokal steroid enjeksiyonları: Kafa derisinde ve kaşlarda uygulanır ve saç kaybının küçük yamalar şeklinde olanlarında en etkili tedavi yaklaşımı olduğu söylenmektedir.

Steroid tabletler: Steroid tabletlerinin yüksek dozu saçların yeniden büyümesini sağlayabilir, fakat tedavi sonlandırıldığında alopesi çoğu kez tekrarlar.

Ditranol krem: Bu krem psoriasis olarak adlandırılan başka bir deri hastalığının tedavisinde kullanılır, derinin irritasyonuna sebep olur ve bazen kel alanlara uygulandığında saç büyümesini uyarır.

Kontakt duyarlandırıcı tedavisi: Hastada kimyasal bir madde ile alerji oluşturmayı kapsar (genellikle difensipron olarak adlandırılan bir kimyasal) ve kel alana bu kimyasalın çok düşük konsantrasyonu uygulanır, genellikle haftada bir kez uygulama hafif derecede inflamasyonu devam ettirmeye yeter.

Ultraviyole ışık tedavisi: Burada alınan bir tablet veya uygulanan bir krem ile deri ışığa hassas hale getirilir, sonra kel alanlar haftada iki veya üç kez, birkaç ay boyunca ultraviyole ışığa maruz bırakılır.

Minoksidil losyon: Kel alanlara uygulama saç büyümesine kozmetik olarak faydalı olmakla beraber bazı hastalara yardımcı olabilir.

Bazı çalışmalar alopesi areata nedeniyle oluşan yamalı saç dökülmesine kekik, biberiye ve sedir ağacından yapılan yağlar ve lavanta yağının iyi gelebileceğini bildirmiştir. Ancak tam olarak araştırılmamıştır bu yüzden bu konu hakkında fazla çalışma gereklidir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir