Kadın Sünneti Nedir? Klitorisin tümüyle kesilmesi, klitoris ile birlikte yakın çevresindeki küçük ve bir kısım büyük dudakların kesilmesi veya klitoris ile birlikte küçük ve büyük dudakların neredeyse tümüyle kesilmesi, açık yaranın dış çeperlerinin bir araya getirilerek yaranın tümüyle dikilmesi, sadece idrar ve aybaşı kanamasının akabileceği ve ancak küçük parmak genişliğinde olan bir açıklık bırakılmasıdır.
Kadın sünneti uygulaması, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte bebeklik döneminden başlayarak 13-14 yaşlarına kadar herhangi bir dönemde gerçekleştirilmektedir. Sünnetin yapıldığı ülkelerin yarısında yaklaşık olarak 5 yaşından önce, daya olarak isimlendirilen kadınlar tarafından ve genellikle de genital bölge uyuşturulmadan bıçak, tıraş bıçağı, keskin cam parçaları, keskin teneke kenarı gibi steril olmayan aletler kullanılarak yapılmaktadır. Yaranın tutturulmasında akasya ağacı dikenleri, kemik çiviler, iğne, hayvan kıllarından elde edilen yada deri iplikler kullanılmakta, daha sonra kız çocuğu ayağa kaldırılarak bacakları dizden kalçaya kadar bitişik olarak sıkıca sarılıp sünnetlinin birkaç hafta hareket etmeden yatması, idrarını ve dışkısını yattığı yerde yapması sağlanmaktadır. Sünnet sırasında daya dışında, kız çocuğunun etrafında toplanan kadınlardan bazıları kız çocuğunun kollarını, bacaklarını sıkıca tutar, bazıları kıpırdamaması için omuzlarından bastırır. Dilini yutmasını veya ısırmasını engellemek için kızın ağzına bir bez veya sopa yerleştirilir; diğer kadınlar tarafından da çığlıkları bastırmak için def çalınıp yüksek sesle şarkılar söylenir.
Kadın Sünneti Tarihçesi
Kadın sünneti ile ilgili az miktarda bilgi bulunmakla birlikte ilk olarak milattan önce Mısır’da bazı kadın mumyalar üzerinde gözlemlenen ve duvar resimlerinde ayrıntılı olarak resmedilen sünnet vakası, bu geleneğin çok eskilere dayandığını ve uzun yıllardır devam ettiği görüşünü desteklemektedir. Tarihçi Herodot 5. yüzyılda Fenikeliler, Hititler ve Etiyopyalıların sünneti uyguladığını belirtmektedir. Ayrıca sünnetin Afrika’nın tropikal bölgeleri, Filipinler, Yukarı Amazon kabileleri ve Avustralya’da Arunta kabilesi kadınları tarafından da uygulandığı elde edilen bilgiler arasındadır.