Ödem Nedir? Ödem, vücut dokularında su birikmesi (su toplanması) durumudur. Ödem (interstisyum) deri ve diğer dokularda normalde bulunması gerekenden daha fazla sıvı bulunmasıdır. Vücuttaki tüm dokular hücreler ve hücreleri bir arada tutan konnektif dokudan oluşur. Hücreler ve kan damarlarının çevresindeki bu konnektif doku interstisyum (interstiyel) olarak bilinir. Vücut sıvısının 1/3 ü hücre dışında (ekstrasellüler) bulunur. Ekstrasellüler sıvı damarlar ve interstisyel boşluk kompartmanda yer alır. Bu 2 kompartman arasında sıvı dengesi hidrostatik basınç ve onkotik basınç dengesi ile sağlanır. Damar içindeki hidrostatik basınç ve interstisyel sıvıdaki kolloid onkotik basınç sıvı hareketini damar içinden dışına doğru desteklerken, plazma proteinlerinin oluşturduğu kolloid onkotik basınç ve interstisyel sıvı içindeki hidrostatik basınç sıvının damar içine hareketine katkıda bulunur. Denge halinde olan bu akışın bir ya da birçok değişiklik etkisiyle bozulması sonucu damar içinden interstisyel alana doğru sıvı akışının artması ile ödem oluşur.
Normal insandaki vücut sıvıları çeşitli güçlerin etkisi ile kan damarları, hücreler, hücrelerarası mesafe, beyin omurilik mesafesi, karın boşluğu, akciğer, kalp zarı, eklem içi gibi belirli alanlarda bulunurlar. Vücut sıvıları çeşitli güçlerin etkisi ile bu alanlarda bulunmaya zorlanır.
- Doku Direnci: Dokuların bütünlüğünü anlatır. Doku bütünlüğünün herhangi bir nedenle bozulması (yanık, vurma-çarpma, damar genişletici ilaçlar vb…) sıvının yer değiştirmesine ve ödeme yol açar. Örneğin; kafamızı bir yere çarpınca şişer. Şişmesinin nedeni o bölgede doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Bazı tansiyon düşürücü ilaçlar ve varisler benzer şekilde doku direncinin azalmasına yol açar ve sıvının yer değiştirmesi ile ödem oluşur.
- Onkotik Basınç: Başta albümin olmak üzere proteinlerin sıvıyı damar içinde tutmasına yol açan basınçtır. Albümin miktar olarak azalırsa onkotik basınç azalır; kan sıvısı yani plazma damar içinden damar dışına sızar ve dokular arasında, karın boşluğu ve akciğer zarları arasında birikir.
- Hidrostatik Basınç: Sıvıların oluşturduğu basıncın adıdır. Herhangi bir damarda olması gerekenden daha fazla sıvı bulunursa, sıvı dokuların direncini kırarak etrafına sızmaya ve ödem oluşturmaya başlar. Böbreklerin yeterli çalışmaması sonucunda vücutta su birikir. Bacaklarda, göz kapakları etrafında, karında, hatta akciğer ve diğer dokularda sıvı birikir. Ayrıca kalp yetersizliği gelişirse, kan yeterince pompalanamaz ve bacaklar başta olmak üzere sıvılar nedeniyle artan hidrostatik basıncın etkisi ile damar dışına sızar ve ödem oluşur.
Bilgicik: İstatistiklere göre, ABD’de 4.4 milyondan fazla ödemli hasta bulunuyor.
Ödem Nedenleri Nelerdir?
Dokular arası sıvı akışının dengesini Bozan durumlar, kılcal damar hasarı, virüs ile bakteriyel ajanlar, toplardamar tıkanıklığı, atar damar kan hacminin azalması, kalp atım hacminin azalması, protein kaybına yol açan hastalıklar ve aşırı tuz alımı ödem oluşumuna yol açıyor. Bu durumların birçoğunda etkin kan dolaşımı azalıyor. Bu duruma ise böbrekler su ve tuz tutuyor. Ödem oluşumunda, yaş ya da cinsiyet farklılığı görülmüyor. Ancak özellikle menopoz öncesinde belli bir nedeni olmadan da ödem oluşabiliyor. Kadınlarda aşırı östrojen uyarılması nedeniyle sodyum ve su tutulumuna bağlı adet öncesi dönemde de ödem görülebiliyor.
Kalp Yetersizliği: Kalp kası yeterince güçlü kasılmazsa yani kalp yetersizliği oluşursa, kan vücutta dolaşması için atar damarlara pompalanamaz ve yer çekimine bağlı olarak önce ayak bileği etrafında ve bacaklarda; daha sonra kalçalar üzerinde, karın içinde ve daha ileride akciğerde sıvı birikmesine yani ödeme yol açar. Kalp akut olarak yetersizliğe girerse akciğer ödemi denilen durum gelişir ki tedavi edilmezse ölümcül bir durumdur.
Böbrek Hastalıkları: Böbreğin kanı yeterince süzmemesi, suyun birikmesi ve hidrostatik basıncın artması ya da böbrekten protein kaçağı olması (Glumerulonefrit, nefrotik sendrom) nedeni ile onkotik basıncın düşmesi ödeme yol açar. İlk durumda ödem, kalp yetmezliğinde olduğu gibi öncelikle ayak bileği ve bacaklarda gelişirken, böbrekten protein kaçağı durumunda ayak bileğine ilaveten özellikle sabahları göz kapağı etrafında ve yüzde de ödem gelişir.
Karaciğer Hastalıkları: Karaciğer yetersizliği yani sirozda, albümin yapılamaması nedeni ile onkotik basınç düşer ve kan plazması damar dışına sızarak ödeme neden olur. Siroz hastalarında bacaklarda, karında belirgin su toplanması, diğer adı ile assit oluşur.
İlaçlar: Vücutta su ve tuz tutulmasına yol açarak hidrostatik basıncı artıran ya da damar duvarlarını genişleterek doku direncini azaltan ilaçlar ödeme yol açar. En çok bilinenler hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı kalsiyum kanal blokerleri; kadınlık hormonu östrojen, kortizon, bazı romatizma ilaçları gibi ilaçlardır.
Varisler: Bacaklardaki toplardamarlar bacakları besleyen kanın geri kalbe dönmesini sağlar. Eğer bu görevlerini yapacak şekilde yapısal bozukluklar olursa kan sıvısı yani plazma damar dışına sızar ve bacaklarda ödeme yol açar. Ayrıca aynı damarlarda gelişen flebit tablosu da uzun süreli ödemlere yol açabilir.
Lenf Ödem: Vücutta bulunan ve hemen hemen tüm vücutta dolaşan sıvılardan biri de lenf olup lenf damarlarında bulunur. Lenfatik akımda herhangi bir nedenle akım engellenirse lenf sıvısı damar dışına sızar ve ödeme yol açar. Diğer nedenli ödemlerden farklı olarak lenf ödemleri serttir. Yani üzerine bastırınca çökmez. En çok bilinen şekli meme kanseri nedeni ile ameliyat olan hastalarda kollarda gelişen ödemdir. Ayrıca herhangi bir nedenle lenf düğümünün kanser hücresi ya da başka nedenle bozulması da lenf ödemine yol açabilir. Özellikle bir uzuvdaki tek taraflı ödem varlığında lenf akımını bozan bir kanser olabileceği ya da lenf bezlerine yukarıdan bası yapan bir kitle olabileceği düşünülmelidir ve o yünden araştırma yapılmalıdır.
Ödem Yapan Diğer Nedenler
Hipotiroidi: Tiroid bezi yetersiz çalışırsa birçok organın fonksiyon bozulması ile birlikte vücutta su toplayan bazı maddelerin birikmesine neden olarak ödeme de yol açabilir.
Premenstruel Gerilim: Kadınlarda adet dönemi öncesi gelişen aralıklı ödem durumudur. Çeşitli hormonların salınımındaki dengesizlik nedeni ile geliştiği düşünülmektedir. Adet döneminden 4-10 gün önce başlayan karında şişkinlik, bacaklarda kollarda memelerde ödem ağrı gelişir. Bu durum sadece ödem nedeni ile değil kadınların psikolojik yapısını da etkilediğinden önemlidir. O dönemlerde kadınlar daha agresif ve yanlış yapmaya eğilimli olurlar.
Hamilelik: Burada hormonsal değişiklikler nedeni ile vücudun su-tuz tutması, yaygın ödem ve büyüyen rahmin pelvis içinden geçen büyük toplardamarlara baskı yapması nedeni ile bacaklarda varisler ve ödem sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Romatizma: Romatizmaların çoğunda iltihabi süreç nedeni ile eklem içindeki sıvı miktarı artar. Ayrıca eklem çevresi yumuşak dokularda da ödem görülebilir. Ayrıca bazı ağır romatizmalar böbrekleri ve kalbi etkileyerek vücuttan albümin kaybı ya da su-tuz tutulmasına neden olarak ödem oluşumuna yol açabilir.
Sonuç olarak ödem önemsenmelidir. Özellikle uzuvlardaki tek taraflı olan ödemler; yaygın ödemler ve ilave yakınmaları olan olgularda mutlaka sistemik bir neden olup olmadığı araştırılmalıdır.
Ödem Belirtileri Nelerdir?
Ödem oluşumu için belli bir yaş ya da cinsiyet sıklığı yoktur. Ancak idiopatik ödem olarak tanımlanan şekli hemen hemen sadece kadınlarda (özellikle premenopozda) ortaya çıkar. Menstrüel periodlarla ilişkisiz olarak periodik ataklar ile karakterizedir. Karaciğer kalp böbrek yetmezliği bulguları yoktur. Sıklıkla karın şişliği eşlik eder. Ortostatik sodyum ve su tutulumu ile ilgilidir. Ayrıca kadınlarda aşırı östrojen uyarılmasına ikincil olabilen sodyum ve su tutulumuna bağlı premenstrüel ödem görülebilir.
Yaygın ödem; yüz, özellikle de göz çevresinde görülen şişkinlik ile tanınıyor. Şişmiş bölgeye parmakla bastırınca çukurluk oluşuyor. Baskıyı kaldırınca çukurluk durumu devam edebiliyor. Daha çok kol ve bacakları etkileyen ödemlerde ise baskıyı kaldırınca çukurluk kalmıyor. özellikle yüz ve göz kapaklarında, daha çok sabah saatlerinde şişkinlik belirginleşiyorsa bu durum protein eksikliğinden kaynaklanan ödemi düşündürüyor.
Ödemin meydana geldiği yerler, buna yol açan nedenlere veya hastalıklara bağlı olarak çeşitlilik gösteriyor. Bacakta ya da kolda görülen ödem, genellikle damar ya da lenflerdeki tıkanmanın sonucu oluşuyor. Kalp yetmezliği ile ilgili ödem daha çok bacaklarda meydana geliyor ve akşam saatlerinde belirginleşme eğilimi gösteriyor. ödemli bölgenin görünümü, derinin kalınlığı, rengi ve duyarlılığı da tanıda önem taşıyor. Bölgesel sıcaklık artışı ve duyarlılık, iltihaplanmaya bağlı ödemi akla getiriyor. Uzamış ve tekrarlayan ödem atakları olan bölgede ise deri sertleşerek, kırmızı renk alıyor.
Başlıca Belirtileri
- Nefes darlığı
- Karın şişliği
- Kalp ve karaciğer büyümesi
- Bacaklarda şişme
- Yüz ve göz çevresinde şişme
Hamilelikte Ödem
Hamilelik sırasında yüzde 40 oranında artan kan basıncı, dolaşım sisteminin normalden daha fazla çalışmasını gerektiriyor. Kan hacmindeki bu artış, dolaşımı yavaşlatabildiğinden, hamileliğin sonlarına doğru oluşan bir miktar şişkinlik normal sayılyor. Bu durumda bilekler ve ayaklar en çok şişen yerlerdir. Günde 8-10 bardak su içmek, sıvı dolaşımının hızlanmasına imkan sağladığından, vücudunuza iyi geliyor. Alınacak diğer önlem ise en az bir Saat olmak üzere, günde iki kez bir tarafa doğru yatmak, ayakta ya da oturarak aynı pozisyonda yarım Saatten fazla kalmamak.
Gün içinde kişinin birtakım egzersizler için kendisine zaman ayırması önemli. Örneğin kısa mesafeli yürüyüşler ve hatta sallanan Sandalyede hafifçe sallanmanın bile yararı var. Yan yatmak da dolaşımı düzenleyeceğinden, şişmeyi önlemekte yardımcı. Hamilelik süresince alınan kilolar, dolaşım sistemine baskı uygular ve artan kan yoğunluğu damarların şişmesin pek çok kılcal kan damarıe neden oluyor. Hamileliğin son dönemlerinde sırtüstü yatmak, şişmeyi artırıp baş dönmelerine neden olabileceğinden, kaçınılması gerekiyor.
Vücutta ve ciltte ödem oluşmasını engellemenin en temel koşullarından biri, cilt sağlığına ve temizliğine önem vermekten geçiyor. Bunun için bulaşık – çamaşır yıkamada veya bahçe ile uğraşırken mutlaka eldiven kullanılması gerekiyor.
Cildini temiz tutmak, mutlaka her banyodan sonra ve gün içinde güçlü nemlendiren bir krem kullanmak ödem riskini azaltıyor. Ciltte oluşan sertleşme ve kalınlaşma durumlarında ise mutlaka uzmanların tavsiyesi ile daha etkili kremler kullanmak gerekebiliyor.
Ödem Tedavisi
Öncelikle ödemi yapan neden saptanıp onun tedavi edilmesi gereklidir. Genel olarak ödemi çözmenin en kolay yolu vücuttan sıvıyı uzaklaştırmaktır. Bu amaçla hekimlerin en çok kullandığı ilaçlar diüretik yani idrar söktürücü ilaçlardır. Hastanın kendi başına çeşitli idrar söktürücü maddeler kullanarak vücuttan ödemi atmaya çalışması doğru değildir. Çünkü kontrolsüz olarak bu ilaçların kullanılması; vücuttan fazla sıvı kaybı, başta sodyum ve potasyum olmak üzere, elektrolitlerin kaybolmasına ve hastanın önemli zararlar görmesine yol açabilir. Zorunlu olarak diüretik kullanan hastaların aralıklı hekim kontrolünden geçmeleri, potasyum sodyum gibi elektrolitlerine baktırmaları gereklidir.
Ödemi Azaltıcı Bitkisel İlaçlar
Bazı bitkisel çaylar ve otlar vücuttan su atılmasını sağlayabilir. Siyah çay, kahve idrar söktürücü etkileri olan maddelerdir. Ancak ödemi atıcı olarak kullanılmaları uygun değildir. Adaçayı, ıhlamur, yeşil çay, kantaron otu, anason, biberiye, rezene, nane limon çaylarının bir kısmı idrar yolu ile bir kısmı da bağırsakları hızlandırarak vücuttan sıvı atılmasını sağlayabilir. Bunların bir kısmı bağırsak düzenleyici olduğundan bağırsaktaki gazı giderip karın şişkinliğini azaltabilirler.
Ancak ödemi olduğunu düşünen hastanın mutlaka hekime başvurması gerekir. En sık yapılan hata ödemi basit bir rahatsızlık olarak görmektir. Ödem deyip geçilmemelidir. Altında ciddi hastalıkların yatabileceğini de göz önüne alıp ödem yapan nedenin ortaya konması ve öncelikle onun tedavi edilmesi gerekir. Aksi taktirde sadece vücuttan su ve tuz atıcı maddelerin kullanılarak ödemin tedavi edilmeye çalışılması ciddi sıvı elektrolit bozukluklarına ve hastanın zarar görmesine yol açabilecektir.