2:20 pm - Salı Ocak 6, 1355

İlk Gece (Gerdek Gecesi) Hakkında Bilmeniz Gerekenler

99 Görüntüleme Yönetici 0 Yorum
Tweet
orgazm

Düğün yapılıp gelin, güveyinin evine getirilir. O gece, gelin ile damadın başbaşa kalacakları ve birbirlerini en yakından tanıyacakları gecedir. Bu gecede artık karı-koca olacaklardır.

Damadın, önemli vazifelerinden biri ilk gecede, geline adet halinde olup olmadığını sormaktır. Bu vazife, esasında kız ta­rafınındır. Çoğu zaman bu hususa gereken dikkat gösterilme­mekte ve kızların adetli olduğu zamanlarda düğünleri yapılmaktadır. Halbuki adetli zamanda kocanın, karısıyla cinsi münase­bette bulunması zararlıdır. Böyle bir durum olursa, damada düşen şey, sabredip adetin bitmesini beklemektir.

Kocasıyla ilk defa başbaşa kalan her gelin bu ilk mahremi­yette az çok korkar, utanır, sıkılır: Güveyi gayet hassas ve nazik bir şekilde davranarak gelini sıkmamalı, içli bir yakınlık göste­rerek okşamalı, ürkekliğini gidermeli, kaba hareketlerden sakınmalıdır.
Hiçbir erkeğe ömründe hiçbir zaman bu dakikalarda olduğundan daha hassas daha kırılması muhtemel bir şey tes­lim edilmemiştir. Gelin bu anının her dakikasını içine sindirir ve hiçbir anını ömrü boyunca unutamaz. Nasıl ki bir insan bir kitabı yavaş yavaş okur ve bir çırpı da bitirmezse, evlilik ve bil­hassa gerdek gecesi de öyledir; gerdek gecesinde yavaş-yavaş alıştıra alıştıra hareket etmelidir. Akıllı bir insan vahşi bir hay­van hissi ile hareket etmez. Önce okşama ve güzel sözlerle karısını kendine ısındırır; zorlayıcı ve sert olmayacağını söyler ve söylediği gibi hareket eder. Kadının erkek ve erkeklik karşısındaki korkusunu gidermeye çalışır. Güzel ve yumuşak hareket karşısında kalan kadın, emniyet duyunca yumuşar.

Başbaşa kalan gelin ve damat, kendileri için hazırlanmış olan şeyleri yerlerken, damat bir taraftan gelinin heyecanını yatıştırıcı tatlı sözler söylemelidir. Korkular ve ruhi-hissi çekinmeler aşıldıktan sonra, kadına gayet ihtiyatla hareket etmeli ve bekaret zarının yırtılmasının hiç çekinilecek kadar bir acı vermeyeceği anlatılmalıdır. Bu anlayış sadece sözle değil, hareketle de olmalıdır. Hakikaten bu acının zor ve dayanılmaz olmadığını o da görecektir.

Erkek, karısının utanacağını düşünmeli ve isterse soyunur­ken ona kolaylık göstermeli yani yanından icabında uzaklaşmalıdır ki, o rahat hareket edebilsin. Yine karısının yanında soyunması karısına tedirginlik verecekse, onun yanında soyunmamalı ve oda ışığını söndürmelidir. Bu hareketlere kadar dikkat etmek icab eder. Bu hareketlerle kadının utanma hissi korunmuş olur.
Kadında inandırılma durumu meydana gelirse, gerdek ge­cesinin zorluğu giderilmiş demektir. Artık kocasına inanmış ve zorluk kalmamıştır. Zaten bekaretin giderilmesi, yani kızlık zarının yırtılması zor birşey değildir. Normal bir erkeğin nor­mal bir hareketi bu başarıya kafi gelir. Zarın bertaraf edilmesindeki acı hafif ve kısa sürelidir. Kadın bunu belki hafif bir sesle atlatır.
Bazan da erkek, ilk münasebetin başlangıcını biraz sert bir şekilde bitirmek ister. Bununla kadının bekaretinin gide­rilişinden dolayı hissedeceği acı hissi mümkün mertebe hafifler ve kısa süreli olur. Böylece bu kısa geçit anı sert bir şekilde biti­rilmiş olur.

Kadın, erkeğe göre zayıf yapılı ve çekingendir.
Gerdek gecesinde bu tutukluklar, erkeğin hareketlerine mani olacak şekilde olabilir. Böyle hallerde, kadının mukavemetini zorla kırmayıp anlayış göstermelidir. Erkek iri cüsseli ya­ratılmış olup kadın çekinirse, bir gün sonraya da bırakılabilir.

Kızlık zarı:
Kızlık zarı, (veya bekaret zarı) yaratılışta kızlarda bulunan ince bir zardır. Evliliğin ilk gecesinde, ilk cinsı temasla bu zar yırtılır. Zarın yırtılmasıyla, pek önemli olmayan hafif bir acı duyulur. Bu acının hafifletilmesi için, yapılan tavsiyelere uymalıdır. Yapılan tavsiye, şefkat ve sevgi gösterilmesidir.
İnsanlar, bilhassa insanlar içerisinde kadınlar, sevgi ve şefkat isterler. Evlenen ve nikahla artık birbirlerine helal olan karı-koca, dünyada birbirine en yakın iki kişidir. Her biri diğerin eş bilhassa koca karısına bu hassas anda olanca şefkatini göstermeli, onun ondan-bundan duyduğu yanlış bilgilerden ileri gelen korku hissini gidermeye çalışmalıdır.
Hareket ve sözleriyle göstereceği sevgi, bekaretin gidirilmesi anındaki hafif acıyı dahi duyurmaz.
Anestol, pomat, vazelin gibi yumuşatıcılar kullanmanın faydalı olacağını söyleyenler varsa da, en faydalısı şefkat ve sevgidir.

Tahriş, acıma gibi hallerde, sonraki temaslar için üç dört gün ara verilebilir. Kan gelmemesi gibi durumlarda hemen şüphelenmeme­lidir. (Kızlık zarı esnek olabilir ve bu durumda doğum yapana kadar bu zar yırtılmayabilir)

Kanama:
“Kanama meselesi de çok fazla büyütülmemelidir. Normal kanamanın ölçüsü, penisin girişi sonrasında aşağı yukarı bir çorba kaşığını dolduracak miktarda kanın akmasıdır. Bunu aşarsa, telaşa mahal yoktur. Genç kız sırt üstü vaziyette dizle­rini kaldırıp bacaklarını kasarak bitiştirirse, kanama çoğu za­man durur. Buna rağmen durmazsa, yine telaşlanmadan, bir hekimin veya tecrübeli bir kişinin yardımı istenebilir. Ama bu halin eşler ve zaruret halinde müracaat edilen üçüncü kişi dışında hiç kimse tarafından bilinmemesi gerekir. Çünkü bu, eşlerin mahrem bir sırrıdır. Aynı husus, hiç kanama olmaması halinde de söz konusudur. Mutlaka kanama olması şart değildir. Bu, kişilere göre değişebilen bir durumdur. Hele hele bekaret ölçüsü olarak görülmesi tamamen yanlıştır. Esas olan, eşler arasındaki güvendir. Bu güvenin, çeşitli sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabilen kanama olmayışı hadisesine bağlı görülmesi çok vahim sonuçlara yol açabilir. Nitekim toplumu­muzda bu vahim anlayışın ürkütücü sonuçlarına zaman za­man şahit olmaktayız. Şunu kesinlikle bilelim ki, kanama ol­mamasından hareketle, genç kızın bakire olmadığı sonucuna varmak fevkalade yanlıştır.”
Cinsi temasın en uygun şekli; kadının sırtüstü yatıp, erkeğin ona iki bacağı arasından yaklaşmasıdır. Cinsi birleşmenin en uygun olan “iki diz üzerinde olanıdır.” de­nilmiştir.
Bekaretin bozulmasına sebep olan ilk cinsı temas kadında acı veya yorgunluk meydana getirmişse, bundan sonraki birleşmeleri bir kaç gün geciktirmelidir. Bu ilk zamanlarda kadınlarda istek olmayabilir. Karısının da istekli olduğu za­manı kollamalıdır.

Kocanızın o gece için iktidarsız olması mümkündür. Bu geçecektir. Bu durumda erkeği aşağılamamalı, anlayış göstermelidir. Gayet sempatik ve yumuşak hareket etmeli ve düze­leceğini söylemelisiniz. Düğünün ağır ve yorucu havasından yeni çıkıldığı için, bu stresten dolayı iktidarsızlıklar da görülmekte­dir. Cinsel ilişkiyi ilk gecede gerçekleştirmek diye kesin bir ka­nun olmadığına göre, ilerki günlerde de olabileceğini düşünüp rahat hareket etmelidir.

İlk cinsi temasın kadın hayatında büyük bir tesiri olduğu doğrudur. Fakat erkek de bu ilk birleşmede aradığını bula­mazsa, ruhi bir sarsıntı geçirir.
Evlenen kız, o zamana kadar nasıl namusunu korumuşsa, kendisine lazım olacak cinsı bilgileri de o zamana kadar öğrenmiş olmalıdır. Ama çıldırtıcı seks ve fuhuş kitaplarından değil İslami kitaplardan … Bilgisizlikten doğan soğuk bir hare­ket, erkek üzerinde çok kötü bir tesir bırakabilir.

Öpme, çekiciliğin ilk ifadelerinden biridir. Öpme çeşitli ve çok kuvvetli his ve heyecanlar doğurur. Kalbin ve bütün vücu­dun bütün hislerini uyandırır. Öpme anında tansiyon yükselir ve nabız hızlanır. Vücuttan vücuda elektrik akımı olur; bu akım diller birbirine değince daha da fazlalaşır. Hatta kadın erkeğin veya erkek kadının dudağına eliyle bile dokunsa, cinsı uzuv­larına kan hücum eder. Dokunma duygusu kadınlarda daha kuvvetlidir. Çünkü onun vücudu geniş bir heyecan sahasıdır. Öpüşme anında dişlerin de önemi vardır. Dişlerin hafifçe fakat acıtmayan temasından çok şiddetli heyecan duyulur.
Kadınlar erkeklere göre çok daha geç tatmin olurlar. Cinsı münasebetten önceki okşama ve öpme hareketlerini mümkün oldukça uzatmalıdır. Bunu bilmeyen erkeklerin hanımları ko­calarından hoşnut olamazlar. O bakımdan erkekler acele değil sabırla hareket etmelidirler. Kadını hassas bir hale getirinceye kadar kendini frenlemeli, onun cinsı temasa iyice hazır hale gelmesini temin etmelidir. Kadın ne kadar şiddetli sevilirse, o kadar çabuk uyanır. Ne kadar sıcak bir alaka görürse o zevk onu o kadar sarar. Bu hal ne kadar uzarsa o kadar memnun olur.
Kocalar karılarının hislerini ayaklandıracak durumu araştırıp bulmalı ve tatbik etmelidirler.

Kadın, ilk defa kendisiyle cinsi münasebette bulunan insan olarak kocasına büyük bir sevgi duyar. Bu sevgi bütün hayat bo­yunca devam eder. Bekaret zarının giderilmesinden sonra cinsı münasebetin hazzını devamlı olarak hissetmeye başlar.
Bekaret zarının yırtılmasından sonra bazılarında fazla kan gelebilir. Bu durumda bir süre bacaklarını yumması gerekir.
Bekaret zarının giderilmesinde kocaya yol gösterecek biri varsa o da karısıdır. Kadının donuk ve katılığı evliliğin en güzel yanını yok eder.
Kişi kendi işini bitirdikten sonra, eşinin de cinsı yönden ra­hatlamasını temin etmelidir. Şehevi tatminden sonra herşeyi bırakmamalıdır. Eşine tatlı bir dokunuş ve işin evvelinde de lazım olan okşama, öpme burada da gereklidir. Yoksa işi bitince hemen sırtını karısına dönüp uykuya dalıvermek, yanlış ve kadını hayal kırıklığına sevkeden bir harekettir.

Loading...
0/5 - 0
You need login to vote.
HATA BİLDİR
Yorumunuz?
Yanıtla