Tüberküloz, mycobacterium tübercülosis basilinin yaptığı sistemik bir hastalıktır. Tüberküloz (TB) hastalığı önlenebilen, tedavi edilip iyileştirilebilen, toplumsal açıdan önemli bir hastalıktır.
Avrupa ve Kuzey Amerika’da 1700 lı yıllarda büyük salgınlar yaptı. Avrupa’da sanayi devrimi döneminde birçok insan tüberküloz nedeni ile hayatını kaybetti. 1800 yıllarında Avrupa’nın doğusunda, Rusya ve Asya’ya 1900 lı yıllarda Afrika’nın ve Amerika’nın güneyine yayıldı. Bugün güney Afrika’da HIV ile birlikte büyük epidemi oluşturmuştur. Nüfusun yoğun olduğu Hindistan Çin ve diğer güney doğu Asya ülkelerinde epidemi sürmektedir. Sovyetler birliğinde 1991 yılındaki ekonomik çöküntü sonrasında hastalık insidansı ve mortalitesi artmıştır.
Standart tedavi yapılamaması ve ilaç eksiklikleri neticesinde dirençli tüberküloz basilleri gelişmiştir. Dünyada son 20 yılda tüberküloz sürekli artış göstermektedir. Bunun nedenlerine gelince tüberküloz kontrolü ile ilgili programların zayıflatılması tüberküloz kontrolüne gerekli önemin verilmeyişi, HIV Virüsü ve dünya nüfusunun artışı gösterilebilinir.
Bilgi: Dünya da her yıl 8,8 milyon yeni tüberküloz vakası görülmekte ve yine her yıl 1,6 milyon kişi bu hastalık nedeni ile ölmektedir.
Ülkemizde 1950 lerde yaygınlaştırılan verem savaşı, BCG aşı kampanyaları tanı ve tedavinin daha iyi yapılması nedeni ile hızla gerilemiştir. Dispanserlerde 2005 yılında 20.500 tüberküloz hastası olduğu kaydedilmiştir.
Tüberküloz Hastalığının Belirtileri
Tüberküloz hastalığı genellikle sessiz başlangıç gösterir, kronik bir tabloda seyreder. Tüberküloz hastalığının belirtileri, genel yakınmalar ve akciğere özgü yakınmalar olmak üzere iki grupta toplanabilir. Akciğer dışı diğer organ tutulumu varsa tutulan organa özgü bulgular görülür.
Genel yakınmalar; özellikle akşama doğru yükselen ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizliktir. Akciğere özgü yakınmalar ise iki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, değişken miktarlarda kan tükürme, göğüste ve sırtta ağrı, nefes darlığı ve ses kısıklığıdır.
Yakınmalar genellikle hafif başlar, yavaş ilerler. Hastalar bu yakınmaları başka nedenlere bağlayabilir ve doktora geç başvurabilir. Bu durum hastalığın daha çok yayılmasına ve tutulan organın daha fazla tahrip olmasına sebep olur. Bu arada hasta çevresine basil saçar ve daha çok kişinin infekte olmasına neden olur. Bu nedenle özellikle iki haftadan uzun süren öksürük ve diğer yakınmaları olan kişilerin en kısa zamanda sağlık merkezine başvurmaları çok önemlidir.
Tüberküloz (Verem) Tanısı
Hastanın şikayetleri, genel durumu, fizik muayenesi ve akciğer filmi bulguları ile tüberküloz hastalığı şüphesi olabilir. Bakteriyolojik olarak basilin gösterilmesi ile tanı kesinleşir. Bunun için 3 gün sabah balgamı incelenir. Balgam çıkaramayan hastalarda uyarılmış (indükte) balgam alınmalıdır. Bazı hastalarda mide suyunda basil araması yapılabilinir. Hiçbir şekilde balgam alınamazsa bronkoskopik lavaj yapılabilinir. Bazı vakalarda biyopsi ile tanı konulabilinir. Tüberküloz hastalılığının semptomları yavaş gelişir(sinsidir). En sık rastlanan bulgular öksürük, halsizlik, iştahsızlık, zayıflama, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi, balgam, ses kısıklığı, nefes darlığı, bazen hastalarda kan tükürme (hemoptezi) olabilir.
Balgam yaymasının incelenmesi ile ARB aranması ARB görülmesi bulaştırıcılığın fazla olduğunu gösterir. Bazı vakalarda tüberküloz kültürü yapılır. Özel besi yeri kullanılır.1-2 ayda üreme olması beklenir. Üreme olmazsa tüberküloz değildir. Ayrıca tüberkülozda anemi, eritrosit sedimantasyon hızında ve CRP de yükselme ve trombositopeni görülebilir.
Tüberküloz (Verem) Tedavisi
Tüberküloz tedavisinde, basilin duyarlı olduğu ilaçlar bir arada kullanılır. Yeterli süre tedavi edilmelidir, tedavi uzun süreceği için hastanın tedaviye uyumunu sağlamak çok önemlidir. Ülkemizde tüberküloz hastalığı tedavi rejimleri 1996 verem danışma kurulunda belirlenmiş ve halen değişikliğe uğramamıştır. 1 günlük ilaçların tümü tek seferde ve açken alınmalıdır. Tedavide 2 dönem vardır, başlangıç ve devam dönemi. Başlangıç döneminde basil yükü fazla olduğu için 4 ilaç kullanılır. Başlangıç dönemi tedavisi en az 2 ay olmak üzere, balgam temizlenene kadar ve ilaç duyarlılık testi istenmiş ise sonucu çıkana kadar sürdürülür. Sonra devam tedavisine geçilir. İlaç sayısı azaltılır. Genellikle İNH, RİFAMPİSİN verilir. İlaçlara direnç varsa ilaç sayısı azaltılmaya bilinir.
Tedavide kortikosteroit kullanımı: menenjit tüberküloz, perikart tüberkülozu tüberküloz plörezi, genel durum bozukluğu, çocukta lenf bezinin bronşa bası yaptığı durumlarda önerilir. Gebelerde streptomisin kullanılmaz. Emziren anneler ilaçlarını kullanabilir.
İlaçların yan etkileri izlenirken hepatotoksisite, böbrek yetmezliği, işitme ve görme kaybı, aşırı duyarlılık, trombositopeni, var ise bazı ilaçlar kesilir. Tedavinin başarısız olması durumunda hastanın dirençli bir tüberküloz tedavisi yapan merkeze geçmesi gerekir.İlaca dirençli hastaların tedavisi büyük zorluk göstermektedir. Bu durumda
Dirençli hasta tedavisi yapan merkezlere yönlendirilirler.