Türkiye Cumhuriyeti 12. Cumhurbaşkanı Kimdir?
2019 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. ve görevdeki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin 28 Ağustos 2019’de sona ermesi ve yerine gelecek 12. Cumhurbaşkanını belirlenmesi için Yüksek Seçim Kurulu tarafından 10 Ağustos 2019 Pazar günü yapılan seçimde ilk turda Recep Tayyip Erdoğan % 51,80 ile rakiplerine far atarak Cumhurbaşkanı (Başkan) olmuştur. Muhalefetin 14 parti ile desteklediği Ekmeleddin İhsanoğlu % 38,44, Selahattin Demirtaş ise % 9,76 oy almaştır.
Recep Tayyip Erdoğan Kimdir?
Aslen Rizeli olan Recep Tayyip Erdoğan 26 Şubat 1954’te İstanbul’da doğdu. 1965 yılında Kasımpaşa Piyale İlkokulu’ndan, 1973 yılında ise İstanbul İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldu. Fark dersleri sınavını vererek Eyüp Lisesi’nden de diploma aldı. Üniversiteyi Marmara Üniversitesi İktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi’nde okuyan Erdoğan, bu fakülteden 1981 yılında mezun oldu.
Gençlik yıllarından itibaren sosyal hayat ve siyasetle içice bir yaşamı tercih eden Erdoğan, disiplinli ekip çalışmasının ve takım ruhunun önemini kendisine çok erken yaşlarda öğreten futbolla 1969-1982 yılları arasında amatör olarak ilgilendi. Aynı zamanda bu yıllar, genç bir idealist olarak ülke ve dünya meseleleri ve toplumsal sorunlarla ilgilenen Recep Tayyip Erdoğan’ın aktif politikaya adım attığı döneme rastlamaktadır.
Lise ve üniversite yıllarında Milli Türk Talebe Birliği öğrenci kollarında aktif görev alan Recep Tayyip Erdoğan, 1976 yılında MSP Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığı’na ve aynı yıl MSP İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı’na seçildi. 1980 yılına kadar bu görevlerini sürdüren Erdoğan, siyasi partilerin askeri darbeyle kapatıldığı 12 Eylül 1980 döneminde, özel sektörde bir süre müşavirlik, üst düzey yöneticilik de yaptı.
1983 yılında kurulan Refah Partisi ile fiilî siyasete geri dönen Recep Tayyip Erdoğan, 1984 yılında Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında ise Refah Partisi İstanbul İl Başkanı ve Refah Partisi MKYK üyesi oldu. İstanbul İl Başkanlığı görevi esnasında diğer siyasi partiler için de model olan yeni bir örgütsel yapı geliştiren Erdoğan, bu dönemde özellikle kadınlarla gençlerin siyasete katılımını artırmaya yönelik çalışmalar yaptı; siyasetin tabana yayılarak geniş halk kitleleri tarafından benimsenip itibar görmesi yolunda önemli adımlar attı. Bu yapılanma, mensubu bulunduğu Refah Partisi’ne 1989 Beyoğlu yerel seçimlerinde büyük bir başarı kazandırırken, yurt genelinde de parti çalışmaları için örnek teşkil etti.
27 Mart 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, siyasî yeteneği, ekip çalışmasına verdiği önem, insan kaynakları ve malî konulardaki başarılı yönetimiyle dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul’un kronikleşmiş sorunlarına doğru teşhis ve çözümler üretti. Su sorunu, yüzlerce kilometrelik yeni boru hatlarının döşenmesiyle; çöp sorunu ise dönemin en modern geri-dönüşüm tesislerinin kurulmasıyla çözümlendi. Hava kirliliği sorunu Erdoğan döneminde geliştirilen doğalgaza geçiş projeleriyle son bulurken, kentin trafik ve ulaşım açmazına karşı 50’den fazla köprü, geçit ve çevre yolu inşa edildi; sonraki dönemlere ışık tutacak birçok proje geliştirildi. Belediye kaynaklarının doğru kullanımı ve yolsuzluğun önlenmesi amacıyla olağanüstü önlemler alan Erdoğan, 2 milyar dolar borçla devraldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin borçlarını büyük ölçüde ödedi ve bu arada 4 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Böylece, Türkiye’nin belediyecilik tarihinde yeni bir çığır açan Erdoğan, bir yandan diğer belediyelere örnek olurken, bir yandan da halk nezdinde büyük bir güven kazandı.
Recep Tayyip Erdoğan, 12 Aralık 1997’de Siirt’te halka hitaben yaptığı konuşma sırasında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmenlere tavsiye edilen ve bir devlet kuruluşu tarafından yayınlanan kitapta yer alan bir şiiri okuduğu için hapis cezasına mahkum edildi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine son verildi.
Recep Tayyip Erdoğan, 4 ay kaldığı cezaevinden çıktıktan sonra kamuoyunun ısrarlı talebi ve gelişen demokratik sürecin bir sonucu olarak 14 Ağustos 2001’de arkadaşlarıyla birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi’ni (AK Parti) kurdu. Kurucular Kurulu tarafından AK Parti’nin Kurucu Genel Başkanı seçildi. Milletin teveccüh ve güveni AK Parti’yi daha kuruluşunun birinci yılında Türkiye’nin en geniş halk desteğine sahip siyasî hareketi haline getirdi ve 2002 yılı genel seçimlerinde üçte iki parlamento çoğunluğuyla tek başına iktidara taşıdı.
Hakkındaki mahkeme kararı nedeniyle 3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekili adaylığı engellenen Erdoğan, yapılan yasal düzenlemeyle milletvekili adaylığının önündeki yasal engelin kalkması üzerine, 9 Mart 2003’te Siirt ili milletvekili yenileme seçimine katıldı. Bu seçimde oyların yüzde 85’ini alan Erdoğan, 22. Dönem Siirt Milletvekili olarak parlamentoya girdi.
15 Mart 2003 tarihinde Başbakanlık görevini üstlenen Recep Tayyip Erdoğan, aydınlık ve sürekli kalkınan bir Türkiye idealiyle, hayatî öneme sahip birçok reform paketini kısa süre içinde uygulamaya koydu. Demokratikleşme, şeffaflaşma ve yolsuzlukların engellenmesi yolunda büyük mesafeler kat edildi. Buna paralel olarak ülke ekonomisi ve toplum psikolojisini olumsuz yönde etkileyen ve on yıllardır çözülemeyen enflasyon kontrol altına alındı, Türk Lirası büyük itibar kazandı. Devletin borçlanma faiz oranları aşağı çekildi, kişi başına düşen millî gelirde tarihi bir yükseliş gerçekleştirildi. Ülke tarihinde daha önce görülmemiş hız ve sayıda baraj, konut, okul, yol, hastane ve enerji santrali hizmete girdi. Maddi refah ve kalkınma hamlesindeki büyük başarıların yanı sıra Türkiye’de demokrasi ve özgürlük alanlarının genişletilmesini dünyanın saygın siyasi gözlemcileri Erdoğan’ın gerçekleştirdiği “Sessiz Devrimler” olarak isimlendirdi.
Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde ülke tarihinin dönüm noktası olarak nitelenen başarılı girişimlerine ek olarak, akılcı dış politikası ve yoğun ziyaret-temas trafiğiyle Kıbrıs sorununun kalıcı çözüme kavuşturulması ve dünyanın çeşitli ülkeleriyle verimli ilişkiler geliştirilmesi konularında önemli adımlar attı. Tesis edilen istikrar ortamı iç dinamikleri harekete geçirirken, Türkiye’yi bölgesinde saygın bir merkez ülke haline getirdi. Türkiye’nin ticaret hacmi ve siyasal gücü, yalnız içinde bulunduğu coğrafî bölgede değil, uluslararası alanda da hissedilir düzeyde arttı.
Recep Tayyip Erdoğan, 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde yüzde 46.6 oyla büyük bir zafer kazanan Ak Parti’nin Genel Başkanı olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 60. Hükümeti’ni kurdu ve tekrar güvenoyu aldı. İkinci iktidar döneminin başarıyla tamamlanmasına yakın 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa değişiklerine ilişkin referandumda evet oylarının yüzde 58 oranına ulaşmasıyla Başbakan Tayyip Erdoğan’ın öncülük ettiği kampanya tarihi bir başarı gösterdi.
12 Haziran 2011 tarihinde yapılan genel seçimlerde Ak Parti oyların yüzde 49,8’ini alarak tekrar büyük bir zafer kazandı. 3. kez Başbakanlık koltuğuna oturan Erdoğan, partisinin oylarını 3 dönem üst üste arttırarak Türk siyasi tarihinde bir ilke imza atmış oldu. Türkiye’nin uluslararası camia içinde saygınlığının en üst düzeye çıktığı bu süreçte Başbakan Erdoğan bir dünya lideri olarak temayüz etti.
Yorumunuz?