bebek nasil emzirilir

Emzirme Nasıl Oluyor? Memenin Anatomik Yapısı Nasıldır?

Meme dokusu süt bezleri ve bunların arasında yer alan kas ve destek dokuları, yağ, sinirler, kan ve lenf damarlarından oluşur. Süt bezleri lob adı verilen gruplarda toplanırlar. Her memede 15-20 adet lob denilen bölüm vardır. Her bir lob daha küçük birimler olan lobüllere ayrılmıştır. Lobüllerin ucunda da süt üreten küçük kesecikler bulunur.

meme-yapisiBiçim olarak her bir lob bir üzüm salkımına benzetilebilir. Lob, lobül ve süt kesecikleri ince süt kanalları ile birbirine bağlanmaktadır. Bu kanallar meme başına doğru birleşerek gelirler ve memenin tam ortasında areola denilen koyu renkli bölgede meme başına açılırlar. Memeler yaşam boyunca insan vücudunda en fazla değişime uğrayan organlardan biridir. İlk adetten bir ile iki yıl kadar önce kadınlık hormonları olan östrojen ve progesteronun etkisi ile memeler büyümeye başlar. Menapoz dönemine kadar memeler adet dönemleri ile paralellik gösteren ve kadınlık hormonlarının kandaki düzeylerinden etkilenerek aylık değişimler geçirirler.

Hamileliğe hazırlanıyormuş gibi her ay süt bezleri aktif hale geçerler ve meme dokusu şişer, hormon
değerlerinin normale dönmesi ile süt bezleri yeniden aktif olmayan hale dönerler. Menopoz ile birlikte, hormon düzeylerinde düşmeler görülür ve süt bezlerinin bir bölümü küçülür veya yok olur. Yağ dokusu memede hakim duruma gelir.

Meme bezleri gebelik ve erken lohusalık döneminde anatomik ve fizyolojik değişikliklere uğrayarak
bebeğin beslenmesi ve annedeki antikorlarin bebeğe iletilmesi için gerekli olan anne sütünü salgılar
hale gelirler. Bu anatomik ve fizyolojik değişiklikler; salgı bezleri ve bunların etrafındaki kasılmayı
sağlayan özel tip hücreler, bağ dokusu ve kan damarlarının gelişmesi ve yağ depolanmasına bağlı
olarak memelerin büyümesi, su ve elektrolitlerin depolanmasıdır. Gebelik döneminde memelerin her birinde 400gr. ağırlık artışı olur.

kadin memesi yapisiMeme dokusuna giden kan akımı, bu değişikliklerde gerekli olan enerji ve besin maddelerini sağlamak için önemli derecede artar. Dolayısıyla büyüyen ve hassaslaşan meme üzerinde yer alan yüzeye yakın toplardamarlar, belirginleşerek daha genişlemiş olarak görülürler. Areola ve meme ucunun rengi koyulaşır, meme başı dikleşir. Memelerin kan akimi gebelik öncesinin iki katına çıkar.

Laktasyon 3 aşamada gerçekleşir:
1. Memelerin büyüme ve gelişimi (Mammogenez)
2. Süt salgısının başlaması (Laktogenez)
3.Başlamış süt salgısının devamlılığı (Galaktopoez) Meme Başı, Süt Kanallarının ve Süt Keseciklerinin Gelişmesi (Mammogenez) Meme başı, kanallar ve süt keseciklerinin gelişmesinde etkili olan temel hormonlar: östrojen, progesteron, prolaktindir.

Östrojen: Memede su retansiyonu ve yağ dokusunda artmaya neden olur. Tüm gebelik boyunca plasentada bol miktarda salgılanan östrojen memede kanal sisteminin büyüme ve dallanmasını sağlar.
Progesteron: Östrojenle sinerjik etki yaparak süt kanalları ve keseciklerinin büyümesini ve süt kesecikleri içindeki hücrelerin süt salgılama özelliklerinin gelişmesini sağlar. Süt keseciklerinin süt üretimine hazırlığı progesteronunu etkisiyle olur. Yeni süt kanalı ve keseciklerinin gelişmesi gebeliğin 3. Ve 9. ayları arasında devam eder.
Prolaktin: Gebelik süresince sütün salgılanması için memeleri hazırlar. Laktasyonda süt yapımını ve salgılanmasını sağlar. Gebelikte, memelerin tamamen büyümesine, gelişmesine ve yüksek prolaktin seviyesine rağmen henüz süt salgılanması yoktur. Bunun nedeni yüksek konsantrasyondaki östrojen ve progesteronun, prolaktinin memeler üzerine olan etkisini engelleyerek süt üretimini baskılamasıdır. Gebeliğin 3. ayından itibaren prolaktin ve plasentadan salgılanan laktojen hormon kolostrumun salınımını uyarır ve az miktarda kolostrum üretilmeye başlar.

 1. Süt Salgısının Başlaması (Laktogenez)
Meme bezlerinde süt üretimi iki aşamada olur. İlk aşama, gebeliğin 12. haftasında başlar ve doğuma kadar devam eder. İkinci aşama, doğumdan sonraki 2. ve 3. günlerde başlar ve emzirme / laktasyon sürecince devam eder. Süt salınımından sorumlu primer hormon prolaktindir. Plasentanın doğmasıyla birlikte östrojen ve progesteron seviyeleri hızlı bir şekilde düşer ve prolaktin seviyesi hızla artmaya başlar. Prolaktin memelerde süt kesecikleri içindeki hücrelerin yüzeyinde bulunan duyarlı hücreleri uyararak süt üretimini başlatır ve sürdürür. Bebeğin emmesi ile meme başı ve areoladaki sinir uçları uyarılarak hipofiz bezinden prolaktin ve öksitosin salgılanır. Prolaktin seviyesi doğumdan sonraki ilk 10 gün süresince en yüksek düzeydedir ve zamanla yavaş yavaş azalır. Prolaktin üretimini artıran ve azaltan durumlar: Prolaktin üretimi gün içinde fraklılık gösterir. Gece 1 ila 5 arasında en yüksek düzeydedir. Üretim uyku ve cinsel ilişki tarafından da uyarılır. Annede stres ve ciddi beslenme bozukluğu üretimi baskılar. Emzirmeyen annelerde prolaktin düzeyi 2-3 hafta sonra normale döner. Prolaktin miktarı ve üretilen süt miktarı emmenin süresi ile doğrudan ilişkilidir. Bebek ne kadar sık ve uzun emerse üretilen süt miktarı da o kadar fazla olur. Sütün çoğu süt keseciklerinde, emme sırasında yapılır. Az bir kısmı da beslenme aralarında yapılır ve bir sonraki beslenme için memelerde depolanır Memelerde fazla süt depolayabilen annelerin bebeklerinin emme araları uzun olabilir.

2. Başlamış Süt Salgısının Devamlılığı (Galaktopoez )
Prolaktin salınımı anne emzirmeyi tamamen durdurduktan birkaç gün sonra durur Prolaktin salınımı emzirme devam ederse yıllarca kesilmeden devam eder. Süt üretiminin miktarı öncelikle bebeğin emmesi ve memelerin yeterli uyarılmasına bağlıdır. Laktasyon sonlandığında memelerin tekrar eski haline dönmeleri 3 aylık bir dönemi kapsar. Geriye dönüşte meme büyüklüğündeki azalma süt kanalları ve keseciklerinde kayıp olmaksızın gerçekleşir.

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir