Su çiçeği (varisella) herhangi bir yaşta ortaya çıksa da daha çok çocuklarda görülen bir bulaşıcı bir hastalıktır. Su çiçeği Varisella zoster adı verilen bir virüsten kaynaklanmaktadır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan bir virüstür. Varisella-zoster adlı bu virüsün bulaşıcılığı çok yüksektir. Hastalığının tipik özellikleri ateşle seyretmesi ve deride ortaya çıkan kabartılardır. Suçiçeği adının da bu kabartıların birkaç saat içinde saydam sıvıyla dolu kesecikler haline gelmesiyle ilişkili olduğu söylenir.
Virüs çocuğun bedenine girince, yayılma aşamasında bulunduğu 14 günlük kuluçka döneminin ardından, çocukta hastalığın belirtileri ortaya çıkar. 2-4 saat süren belli belirsiz bir baş ağrısı, kendini kötü hissetme, bazı çocuklarda hafif ateş yükselmesi ve bazı çocuklarda da kısa sürede kaybolan lekeler halinde kırmızı bir döküntü. İlk döküntü 24 saat içinde ortaya çıkar.
Lekeler, pembe birer kabarcık olarak başlar, beş-altı saat içinde içi virüs dolu minik bir sulu kabarcık oluşturacak biçimde kabarır ve daha sonra kabuklanır.
Bu dönemde çocuk sinirli olabilir; ateşi 38 derece dolaylarına çıkabilir. Kabuklar oluşur oluşmaz, lekeler kaşınmaya başlar, kabuklar düşünceye kadar sürer. 1-2 hafta içinde kabukların tümü düşer ve çocuğun derisi yeniden normal görünüşünü alır.
Yüksek derecede bulaşıcı bir hastalık olmakla birlikte su çiçeği çocukluk döneminde çoğunlukla hafif seyreder ve ciltte kaşıntılı, küçük, yuvarlak lezyonlarla karakterizedir. Teması izleyen ilk 4 gün içinde virüs üst solunum yolu lenf bezlerine yerleşerek çoğalmaya başlar.
7. günde karaciğer ve dalak başta olmak üzere diğer organlara dağılarak çoğalmayı sürdürür. 14. günde kişide ateş, başağrısı, karın ağrısı, halsizlik gibi genel belirtiler ortaya çıkar ve hemen ardından yüz ve saçların arka diplerinden başlayarak omuz ve sırta, daha sonra kol ve bacaklara yayılan içi sıvı dolu cilt döküntüleri kendini gösterir. Döküntü önce kırmızı kabarıklık şeklinde başlar daha sonra içi sıvı dolu hale döner. Hafif geçirilen su çiçeği enfeksiyonunda döküntü sayısı 10-20 tane kadar az olabilmekle birlikte genellikle 300-500 adet döküntü oluşur, bu döküntüler zamanla kabuklanır ve yaklaşık iki hafta içinde dökülür. Su çiçeği virüsü hasta kişinin döküntülerindeki sıvı ile temas veya burun ve boğaz sıvıları yoluyla yani solunum yoluyla yayılabilir.
Döküntüler kaşıntılı ve farklı boylardadır ve içinde sıvı bulunur ve 5-6 günlük bir süre içinde kabuklanarak kurur ve bulaştırıcılığını kaybeder. Gözlerde ve ağız içinde de döküntüler ortaya çıkabilir. 2-3 hafta devam eder ve hastalığı geçirmek kişide hastalığa karşı ömür boyu bağışıklık sağlar. Ancak nadirende olsa ikinci kez su çiçeği çıkaran vakalar görülebilmektedir.
Son derece bulaşıcı olan su çiçeğini bir çocuğun evdeki ailesine bulaştırma oranı %90 olarak gösterilmektedir. Genel olarak çocukların toplu bulundukları ortamlarda, kreş ve okullarda bulaşma çok hızlıdır. Belirtilerin ortaya çıkmasından 2 gün öncesi ve 4-5 gün sonrasına kadar hastalık bulaşıcı konumdadır.
Suçiçeği kabarcıkları birbiri ardına çıkar ve batarlar; her gün ya da her üç-dört günde bir yerlerine yenileri çıkar. Suçiçeği, bebeklerde görülmeyen bir çocukluk hastalığıdır; çünkü bebeklerde, bu hastalığa karşı annelerden onlara geçen doğal bağışıklıkla doğarlar ve bu bağışıklığı ancak, 1-2 yaşına geldiklerinde yitirirler.
Su Çiçeği Belirtileri
Bu enfeksiyon virüsü aldıktan sonra kendini belli etme süresi ortalama 10-20 gün arasıdır. Vücuttaki tipik döküntüler olmadan bir gün öncesinde halsizlik, iştahsızlık, hafif ateş gibi belirtiler kendini belli eder. Ama esas hastalık belirtisi derideki dökülmelerdir. Önce pembe deriden kabarık şekilde başlayan bu dökülmeler birkaç saate kırmızı içi sıvı dolu şekil alır. Bu döküntüler kolayca yırtılabilmektedir. İçinde bulunan berrak sıvı 12-24 saat aralığında bulanıklaşır ve üzeri kabuk bağlar. Sonrasında kahverengi pullar halinde dökülür. Bu olaylar kendiliğinden gelişirse hiçbir iz kalmaz. Ancak içi dolu sıvılar patlatılırsa iz kalma ihtimali vardır.
İlk çıkan döküntüler 3-4 günde ortadan kaybolmaya başlarken yenileri kendisini belli eder. Böylece birkaç farklı şekilde döküntü aynı anda olmaktadır. Bu da bu rahatsızlığın çiçek hastalığından ayrımında önemli bir fark oluşturur. Çiçek hastalığında bütün döküntüler aynı zamanda gelişme gösterir ve değişime uğrarlar. Bu döküntüler kendisini daha çok gövdede gösterirler. Saçlı deride, yüzde, kol ve bacaklarda daha az görülmektedir. Bu döküntülerde kaşıntı görülür. Suçiçeği yetişkinlerde çocuklara göre daha ağır seyretmektedir. Suçiçeği gebeliğin ilk üç aynında geçirilirse ölü doğum, prematüre ve doğumsal anormallikler kendisini belli edebilir.
Bilgi: Dünyanın her yerinde görülebilen su çiçeği enfeksiyonu sadece insanlarda görülen bir hastalıktır. Varisella-zoster virüsünün ısıya dayanıksız olması nedeniyle salgınlar daha çok mevsim itibariyle Ocak-Mart ayları arasında görülür. Türkiye’de 20 yaşına kadar bireylerin yaklaşık %93’ü geçmişlerinde su çiçeğine maruz kalmışlardır.
Su Çiçeği Zararları
- Zona: Suçiçeği virüsü sinir uçlarında uykuya yatıp uzun yıllar sonra uyanarak ağrılı sulantılı bir cilt hastalığı yapar. Buna zona denir.
- Suçiçeği seyri sırasında ensefalit (beyin iltihabı), menenjit (beyin zarı iltihabı), serebellit (beyincik iltihabı) görülebilir.
Gebelikte Su Çiçeği
Gebelerde karşılaşılabilecek en önemli sorunlardan birisi zatüredir. Tedavi edilmediği takdirde %40 ve tedavi edilen hastaların ise %15’inde hastalık ölümle sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle öksürük, solunum sıkıntısı, ateş ve sık soluk alma gibi belirtileri olan hemen tedaviye başlanmalıdır. Zatüre genellikle döküntülerin ortaya çıkmasından 1 hafta sonra görülmektedir.
Bebekte Nelere Yol Açabilir?
Su çiçeği özellikle gebeliğin 8 ile 20. haftaları arasında geçirildiği zaman bebeği etkileme şansı artmaktadır. Genel olarak bakıldığında gebelikte su çiçeği geçirildiği zaman bebeğin etkilenme şansı %2’dir. Bebekte ciltte nedbe dokusu, katarakt gibi göz anomalileri, gözlerin küçük olması, körlük, beyin hücrelerinde azalma ve zeka geriliğine neden olabilir.
Yenidoğan Bebekte Görülebilecek Sorunlar
Doğumdan önceki iki hafta içerisinde hastalık geçirilmişse, yenidoğan bebekte de enfeksiyon görülebilir.Yenidoğan ndöneminde hastalık genellikle daha şiddetli seyreder, iç organlara yayıldığı zaman bebeklerin %25’inde ölüme neden olabilmektedir.
Suçiçeği Hakkında Yanlış Bilinenler
Banyo yapılmaz: Kese – sabun yapılmadığı taktirde banyo yapılabilir. Özellikle antiseptik sabunlarla cildin temizlenmesi önerilebilir bile.
Yumurta yenmemelidir: Suçiçeği alerjik bir hastalık değildir ki yumurta vs kısıtlansın.
Su Çiçeği Tedavisi
Suçiçeği tanısı döküntülerden kendisini belli eder. Bunun yanında yakın zamanda suçiçeği geçiren kişiyle yakın bir temas olmuş ise tanı konulabilir. Eğer tanı da arada kalınmışlık olursa döküntüler ile laboratuar testi yapılabilir. Bağışıklık sisteminde herhangi bir sorunu olmayan hastalarda tedavi sadece kaşıntının ve bakteri enfeksiyonunu önleme amaçlı yapılmaktadır. Hafif kaşıntılarda losyon daha ağır kaşıntılarda hap uygun görülür.Bununla birlikte çocukların tırnakları kesilmelidir. Hatta törpülenmesi uygundur.
Kendini iyi hissetmeyen, ateşi yüksek çocuklar sürekli yatmak isteyebilir. Boğaz ağrısı ya da baş ağrısının vereceği sıkıntılar, parasetamolla giderilebilir. Şiddetli kaşıntı durumunda, kalaminli bir losyon ya da antihistaminli bir ilaç kullanılabilir. Kaşıma sonucunda iltihaplanma oluşabilir, bunun sonucunda mikrop kapabilir. İz bırakabileceğinden çocuğun kabukları kaşımasını önlemek gerekir.
Kimler Su Çiçeği Aşısı Olmalı
- Su çiçeği hastalığını geçirmemiş olan;
- Bir yaşını doldurmuş tüm çocuklar
- Kreş ve okula başlayacak olan çocuklar
- Bağışıklık kriterleri uygun akut lösemili bireyler, immünyetmezliği olanlar
- Kronik hastalığı bulunanlar
- Organ nakli planlanan hastalar
- Sağlık personeli
- Kreş ve okul personeli
- Çocukluk çağında aşılanmamış adolesan ve erişkinler.
- Doğurgan yaşta olan ve gebe kalmayı planlayan anne adayları
Dikkat edilmesi gereken diğer durumlar; ender olarak döküntülerin içinde kanama olabilir ve bu kan birikimi yüzünden çocuğun durumu kötüleşir. Bazı çocuklarda, özellikle aspirin verilmişse beyin iltihabı ortaya çıkabilir. 12 yaşından küçük çocuklara, özellikle de suçiçeği geçirmekte olan çocuklara asla aspirin verilmemelidir. Çocuklar yaşlı kişilerle temas ettirilmemelidir.